22 Aralık 2012 Cumartesi

İSTANBUL'DA KIŞ ve ÇAYLI KEK :)

İstanbul' a sonunda kış geldi.. Hava buz gibi.. Eskiler kar yağdı mı hava yumuşar der ama bu sefer yanıldılar:) Lisedeyken bir öğretmenimiz 'İstanbul'da yollara bir kova su dökün hayat felç olur.' derdi.. Öğretmenim bir kez daha haklı çıktı.. Perşembe günü yağan karla yollar buzlandı.. Trafik durdu.. Biz okulda mahsur kaldık.. Okulun önünden bırakın arabayı kuş geçmez oldu :) Uzun bir bekleyişten sonra canım kocacım gelip beni ve arkadaşlarımı okuldan aldı..Yani bizi KURTARDI :) Okulumuzun penceresinden görünen görüntü şöyleydi :
 
 
E tabi hal böyle olunca cuma günü okullar tatildi..Ve ben de çok üzüldüm:) Bu karlı, soğuk günde en iyi ne gider diye düşününce sıcacık bir çay ve tarçın kokulu sıcak bir kek süper olur gibime geldi:) Sevgili görümceciğim Kübra'nın eşi Berkan' ın getirdiği kek kalıbını ne zamandır kullanmaya fırsat bulamamıştım.. İşte tam zamanıydı :) Teşekkürler Berkan..Kalıp süper..Bayıldım..
 
Çaylı kek benim çok sevdiğim ama çok sık yapmadığım bir kekdir. Tarifi Emine Beder'e ait. Bu soğuk günlere yakışan bir tat ...
 
 
 
Malzemeler:
3 yumurta
2 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı demli çay
3 su bardağı un
2 çorba kaşığı kakao
1 tatlı kaşığı tarçın
1 paket kabartma tozu

Üzeri için: pudra şekeri
 
Yapılışı:
Yumurta ve şeker beyazlaşıp köpürene kadar iyice çırpılır. Sıvı yağ ve demli çay da eklenip 1-2 dakika daha çırpılır.  Ayrı bir yerde kalan kuru malzemeler elenerek karıştırılır. Elenen kuru malzemeler sıvılara katılır. Yağlanmış kek kalıbına dökülür. 175 derecede 35-40 dakika pişirilir. Piştikten sonra soğuyan kekin üzerine arzuya göre pudra şekeri elenir.
Afiyet olsun :)

17 Aralık 2012 Pazartesi

İÇ PİLAV VE KABURGA DOLMASI :)

Bu aralar sıkıntıdan mıdır bilmem kendimi yemek işine verdim.. En son kocamın çok sevdiği ama benim asla yemem dediğim ve yemediğim kaburga dolmasını yaptım. Her zaman bu tarz yemeklerin usta biri tarafından pişirilmesi gerektiğini düşünsem de bende fena yapmadım.. Yiyenler hallerinden gayet memnundular. :)
Yemeğin yapılışını Arda Türkmen'in televizyon programında izlemiştim. Tam tarifini Arda Türkmen (tıkla)in sitesinden aldım. Yapılışı biraz zahmetli.. Ama yiyenlerin surat ifadelerini görüp, çıkardıkları sesleri duyunca çekilen tüm zahmete değiyor...

MALZEMELER:
1 adet 6-8 kalemlik kuzu kaburga. (Dolgun etli, sırt yağı üzerinde)
1 adet iri soğan
2 su bardağı pirinç
3 su bardağı et suyu + 2 su bardağı et suyu
1 tepeleme çay kaşığı tarçın
1 tepeleme çay kaşığı yenibahar
1 tepeleme çay kaşığı karabiber
Tuz
1 kahve fincanı kabuksuz badem
3 yemek kaşığı tereyağı + 3 yemek kaşığı tereyağı (Ben margarin kullandım.)

Et marinesi:
1 arpacık soğan
1 çay kaşığı kimyon
tuz – karabiber
2 yemek kaşığı yoğurt
2 yemek kaşığı zeytinyağı


YAPILIŞI:
Etin marinesi için, soğan doğranır. Doğranan soğan, kimyon, tuz, karabiber, yoğurt ve zeytinyağı iyice karıştırılır. Kaburganın bir tarafından kemik ile et arasına, etin kenarlarını kemikten ayırmadan keskin bir bıçak ile derin bir cep açılır. Ben cep açma işlemini kasabıma yaptırdım.
Hazırlanan sos ile etin tüm dış yüzeyi iyice kaplanır. Buzdolabında bekletirken, iç malzemesini hazırlanır. 1 adet soğanı ince küp küp kesin, 3 yemek kaşığı tereyağında pembeleşene kadar çevirin.Bademleri soğana ekleyip kavurun.Baharatlarını ekleyin, 3-4 dakika kavurun. Daha sonra pirinci ilave ederek kavurmaya devam edin. Sıcak et suyunu ekledikten sonra kısık ateşte 12 dakika pişirin.Pişirmenin yarısında, etin içini dolduracak kadarını ayırın. Kalanı piştikten sonra demlenmesi için 20 dakika kapağı kapalı olarak bekletin.Eti buzdolabından çıkarın, cebin içini tuzlayın ve pilavla doldurun.. Etin açık kenarını büyük bir iğne ve fırın ipi kullanarak dikin.Orta ateşte, 3 kaşık tereyağını derin bir tencerede eritin, hafif kızınca kaburganın önce etli tarafını, ardından temas edebilecek her yüzeyini tereyağında biraz renk alana kadar soteleyin.Bu işlem bittikten sonra tencerenin dibine 2 bardak et suyu ekleyin, kapağını kapatıp 1 saat bir tarafını 1 saat diğer tarafını çevirip pişirin. Etler liğme liğme olunca servise hazırdır. Ayırdığınız iç pilavın üzerinde servis edebilirsiniz. AFİYET OLSUN :)

12 Aralık 2012 Çarşamba

İRMİK HELVASI


'Her ölüm erken ölümdür.' demiş Cemal Süreyya... Bu aralar çevremizde hep ölüm haberleri.. Önce eşimin dedesi Dursun Dedem, sonra arkadaşım, adaşım Canan'ın annesi.. Sözcükler yetersiz kalıyor..Bu aralar üzgünüm, durgunum.. Allah kalanlara sabır versin.. Dedemle, Canan'ın annesine de Allah rahmet eylesin.
İrmik helvasını Dursun Dedemin 7'sinde yaptım..Yiyenler Dedemiz için dua etsin diye..

Malzemeler:
1 paket irmik
1 paket margarin
1 paket çam fıstığı
4 su bardağı toz şeker
5 su bardağı su


Margarin eritilir. Fıstık ve irmik yağa eklenir. İrmiklerin rengi dönene kadar kavrulur. 4 su bardağı şeker kavrulan irmiğe eklenir. 1-2 dakika karıştırıldıktan sonra 5 su bardağı su eklenir. İrmiğin suyu çektikten sonra demlenmeye bırakılır..


3 Aralık 2012 Pazartesi

VİŞNELİ ÇİKOLATALI MUFFİN :)




 
 
 
Canım arkadaşım Aslı'nın oğlu Mert için yaptığım bu muffinler çocuklar tarafından çok beğenilince evde sık sık yapmaya başladım.. Herkesin bildiği bir tarifi kendimce yorumladım.. Benim gibi tatlı ile ekşiyi birlikte yemekten hoşlananlar için güzel bir tarif...
 
Malzemeler:
4 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı zeytinyağı
1 çay bardağı süt
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
alabildiği kadar un
kakao
dondurulmuş vişne
 
 
Yumurta ve şekerler birlikte iyice beyazlayıp, krema haline gelene kadar çırpılır. Ardından yağ ve süt eklenir. 1, 2 dakika onlarda çırpılır. Daha sonra un, kakao, kabartma tozu ve vanilya eklenir. Muffin kalıplarına bir miktar kek harcından konur. Üzerine dondurulmuş vişne konur. Vişnelerin üzerine biraz daha harçtan konulur. Daha önceden 175 dereceye ayarlanıp, ısıtılmış fırında 20-25 dakika arası pişirilir. AFİYET OLSUN :)
 

MERHABA :)

 



Merhaba :)

Yemeyi, yedirmeyi, en çok da yapmayı seven ben neden bunları başkalarıyla da paylaşmayayım dedim.. Sadece yemek değil öğrencilerimle yaptığım etkinlikleride.. Artık bende varım buralarda :)